Septum Deviasyonu Ameliyatı Hasta Rehberi
...
Burun, sinüs hastalıklarının tanı ve tedavisindeki gelişmeler KBB Uzmanlık alanındaki son yılların en önemli sayılabilecek gelişmelerini kapsamaktadır. Genel olarak belirtmek gerekirse burun-sinüs hastalıkları ve özellikle sinüzitler günümüzde çok daha rahat tanınmakta ve tedavi edilebilmektedirler.
Günümüzde sinüs cerrahisi tamamen burun içerisinden çalışılarak ve en ince mesafeleri bile gözler önüne koyan endoskopik yöntemle yapılmaktadır. Endoskopik sinüs cerrahisi denilen bu tekniklerde kullanılan cerrahi araçlar da yakın zamanda geliştirilmiş özel araçlardır. Endoskopik sinüs cerrahisinin yaygınlaşması ile beraber yüksek orandaki başarısızlığı hastalar tarafından da bilinen eski tip sinüzit ameliyatları sınırlı bazı koşullar dışında artık kullanılmamaktadır. Bir başka deyişle sinüzit ameliyatları uygulanan teknik, hasta rahatı ve başarı oranı da göz önüne alındığında tamamen değişmiş durumdadır.
Endoskopik sinüs cerrahisinde burun, sinüsler ve yüz bölgesinde gereksiz kemik yumuşak doku çalışması yapılmadığı için hastalar ameliyat sonrasını çok rahat geçirirler. Genel olarak cerrahi sonrası burun içerisine tampon konulmaz, gerekiyorsa sadece sinüs içerisine özel, küçük tamponlar konulur. Tamamen tamponsuz sonlandırılan ameliyatlar da olmaktadır. Bununla birlikte endoskopik sinüs cerrahisi asla basit bir teknik değildir. Bu sadece komplikasyonları önlemek açısından değil fakat başarıyı sağlamak açısından da böyle kabul edilmek zorundadır. Eğer size çok basit olduğu söylenilmişse burada olası olarak hasta rahatlığının yüksek olduğu kastedilmiştir.
Endoskopik sinüs cerrahisinin güvenli ve başarılı olabilmesi için hastanın ameliyat öncesi uygulanan tedavilerle iyi hazırlanmış olması, KBB Uzmanının da bu konuda özel eğitim almış ve deneyimli olması gerekmektedir.
Endoskopik sinüs cerrahisi kararı hastanın klinik yakınmaları ve endoskopik burun içi muayenesi ile alınır. Sinüs tomografisi de anatomik ilişki ve komşulukları ve hastalığın yayılımını görerek cerrahi güvenliği sağlamak için, genellikle uygun bir tıbbi tedaviden sonra istenilir. Yalnız başına tomografi ile ameliyat kararı genellikle verilemez. Ameliyathanede hastanın tomografisine gerek vardır. Ameliyat sonrası hasta izlenimi ise endoskopik muayene ile yapılır, tomografik incelemeyi tekrarlamaya bazı özel koşullar dışında gerek yoktur.
Genel olarak halk arasında sinüzit ameliyatlarında yüksek başarı olmadığına dair bir inanış vardır. Bu özellikle eski tip ameliyatlar yüzünden yaygınlaşmış bir düşüncedir. Oysa günümüzde endoskopik sinüs cerrahisi ile cerrahi başarı çok yükselmiştir. Bununla birlikte nadir rastlanılan kalıtsal sorunlarda, ki bu koşul ameliyat öncesi saptanabilmektedir çoğu kez, bazı bağışıklık sistemi sorunlarında ve allerjik ve polipli sinüzitlerde; özellikle hasta eşlik eden tıbbi tedavi ile beraber iyi izlenilmemiş ve ameliyat sonrası bakım sürdürülmemişse beklentiler tam olarak karşılanamayabilir. Allerjik olgularda ameliyat öncesi ve sonrası uygun ilaç tedavisi başarı için gereklidir. Polipli sinüzitlerde "mikrodebrider"denilen özel aracın kullanılması başarıyı yükseltmektedir. Sık tekrarlayan ve sinüslerin kanal tıkanmasının sorumlu olduğu basit sinüzitlerde ise deneyimli bir uzman tama yakın bir cerrahi başarı sağlayabilmektedir. Cerrahinin başarılı olması için önemli bir koşul da hastanın sigara içmemesidir. Burun-sinüs mukozasının temizlenmesini bozan en önemli etkenlerden birisi sigara içimidir. Endoskopik sinüs cerrahisinin öncüleri arasında eğer hasta sigara içimini sürdürecekse ameliyatı üstlenmeyen uzmanlar vardır.
Endoskopik sinüs cerrahisinin tekrarlanması gereken durumlarda; İlk ameliyatta yol gösterici anatomi bozulmuş olabileceğinden sinüslerin gözlere ve kafa tabanına olan yakınlığı nedeniyle komplikasyon riskinin artmış olduğu söylenilebilir. Bu durumda komplikasyon riskini azaltan en önemli faktör uzmanın konuyla ilgili özel deneyimi olmasıdır.
Aslında sinüs infeksiyonlarının çoğunda ameliyata gerek yoktur. Bir başka deyişle hastaların çoğu günümüzdeki uygun tıbbi tedavi seçenekleri ile iyileştirebilmektedirler. Bu tedavide uygulama süresi ve endoskopik izleme önem taşımaktadır.
Kalp ve damar hastalıklarında damar tıkanıklığını açmak için kullanılmakta olan balonlu sondalara benzer bir yöntem yardımı ile sinüslerin kanallarını genişletmeyi amaçlayan bir girişim şeklidir. Henüz yeni olan bu teknik, az sayıda uygulanmıştır ve yaygın kabul görmüş bir teknik değildir. Bununla birlikte sadece sinüs kanallarının basitçe daralmış olduğu çok az sayıda sinüzitli hasta üzerinde etkili olabileceği düşünülerek üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Diğer yandan bu durumdaki sinüzitlerin ilaçlarla iyileşebildiğini de unutmamak gerekir. Bununla birlikte bazı sınırlı durumlarda ve uygun hastalarda elbette ki uygulanabilir bir girişimdir. Ancak bu hasta gurubu tüm sinüzitli hastaların 'u kadar bile değildir ve bu tekniği kesin çözüm olarak tanımlamak da doğru olmaz.
Bu teknik de ameliyathanede yapılır. Yapan uzmanın sinüs ameliyatlarında olduğu gibi çok deneyimli olması gereklidir. Uygulama genel anestezi gerektirir. Ayrıca endoskopik sinüs ameliyatlarında kullanılmayan radyoskopi cihazı burada kullanılmakta ve hasta ışın almaktadır. Bu işlem her zaman o kadar da kolay ve kısa olmamakta ve hasta 40-45 dakika narkoz ve ışın altında kalabilmektedir. Bu tekniğin uygulanabileceği hastaların çoğuna zaten ameliyat gerekmemekte ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Sonuç olarak bu tekniğin ameliyata üstünlüğü yoktur ve ameliyat yerine kullanılması veya yaygın olarak tercih edilmesi söz konusu değildir. Ama ne yazık ki sinüzite kesin ve kolay bir çözüm yolu olarak tanıtıldığı reklamlar yapılmaktadır. Oysaki sinüzit hastalığı tek bir sebebe bağlı olmayan ve çok çeşitli özellikleri olabilen bir hastalıktır. Tedavi arayışında olan inatçı ve kronikleşmiş sinüzitli hastaların çoğunda polipler, anatomik sorunlar, alerjik zemin, kalıtsal ve çevresel faktörler sorumludur ve bu durumlarda balon hiç bir işe yaramaz. Burada sinüzit tedavisi sistematik bir tıbbi süreç ve gerektiğinde cerrahi uygulamalarla yapılır.
Baş ağrısı, yakınması olan hastalar bunu sinüzite bağlama eğilimindedirler, oysa baş ağrısı çok değişik sebeplere bağlı olabilir ve nörolojik sebepler daha sık görülmektedir. Bununla birlikte burun içinin kısa bir endoskopik muayenesi ile KBB Uzmanı ayırıcı tanıda özel bir yere sahiptir. Baş ağrısının belirgin bir sebebi gösterilememiş hastalara burun içi endoskopik muayenesi önerilir.
Akciğer hastaları, en azından bir kez mutlaka burun-sinus endoskopik muayenesinden geçmelidir. Günümüzde ilişkili olsun olmasın burun- sinus hastalıklarının akciğerleri olumsuz etkilediği iyi bilinmektedir.
Üst solunum yolları alerjisinde, burun sinus endoskopik muayenesi yapılmadan alerji aşılarına başlanılması bilimsel değildir. Burun sinus içerisinde yerel olarak tedaviyi gerektirecek bir koşul varsa aşı uygulamaları gerçek tedaviyi geciktirmekten başka işe yaramayacaktır.
Estetik burun ameliyatı, (rinoplasti) geçirmeden önce bir KBB Uzmanına da görünmek özellikle burun sinus yakınmaları da olan hastalar için çok yararlı olabilir. Estetik kaygı işlev sorununun üzerinde olmasa gerektir. Ayrıca ne kadar mükemmel yapılmış olursa olsun estetik burun ameliyatlarından sonra değişen burun anatomisi nedeniyle hava geçişi daraldığı için bir miktar burun tıkanıklığı olabilmektedir.
Deviasyon, Burun tıkanıklığı na yol açan ve halk arasında "kemik eğikliği" olarak bilinen deviasyon ameliyatı tamamen burun içerisinden yapılır, burnun dışında şişme -morarma ve bandaj uygulaması olmaz, burunda şekil bozukluğu yapmaz. Hastaların en sık ilgili olduğu konulardan biriside ameliyat sonrası kullanılan burun içi tamponlarıdır. Uygulamada hastalara çok rahatsızlık veren gazlı bez tamponlar artık neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Onların yerini daha iyi kabul edilebilir, içinden hava geçebilen, tek parça süngerimsi tamponlar almıştır . Bazı koşullarda bu tamponlardan da hafif tamponlar kullanmak yada örneğin silikon stentlerle operasyonu tamponsuz sonlandırabilmek olanaklı olabilmektedir. Deviasyon ameliyatlarının başarısı, burun içerisinin endoskopik muayenesinin yaygınlaştığı günümüzde artmıştır. Bununla birlikte her deviasyon burun ve sinüs hastalıklarında rol oynamaz, bu yüzden endoskopik muayene çağında ameliyat gerektiren olgular da azalmıştır
Burun Eti (Konka) Şişmeleri: Erişkinde burun tıkanıklıklarının en sık sebeplerinden birisi de "konka şişmeleri"dir. Konkalar burun boşluğu yan duvarlarında bulunan, burun içerisinden geçen havayı ısıtan, nemlendiren ve temizleyen yumuşak dokulardır. Alerjik durumlarda, uzun süreli ve gelişigüzel burun açıcı damla kullanımlarında, uzun süreli burun tıkanıklıklarında, bazen estetik ameliyatlardan sonra ve diğer bazı burun sinüs içi koşullarında büyüyerek burun tıkanıklığına yol açabilirler. Bu durumun tedavisi öncelikle ilaçlarla yapılır ve bu süre genellikle 1 aydan az değildir. Tıbbi tedaviye yanıt vermeyen olgularda değişik cerrahi teknikler uygulanmaktadır. Günümüzde konkaların tamamen çıkarıldığı geleneksel ameliyat artık çok sık yapılmamaktadır. Bu ameliyat genellikle kanamalıdır, burun içerisine hasta rahatını çok bozabilecek sıkı tamponların konmasını gerektirebilir, ameliyat sonrası iyileşme süresi uzundur ve çekilen sıkıntı beklenen başarıyı getirmeyebilir. Konka cerrahisinde günümüzde bu dokunun tamamen çıkartılmasından çok onun küçültülmesi ve yeniden şişmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu bakışla endoskopik cerrahi tekniklerin yanı sıra genellikle kanamasız, tamponsuz ve günübirlik bir cerrahi ile hasta rahatını fazla bozmayan lazer (laser) ya da radyofrekans yardımlı teknikler tercih edilmektedir. Konka cerrahisinde bu tekniklerin başarılı olabilmesi için uygun hasta seçimi, burun içerisinde enerjisinin kontrol edilebildiği radyofrekans cihazlarının kullanılması ve endoskopik olarak çalışılması gerekmektedir. Yerel anestezi ile yapılabilen bu girişimin muayenehane koşullarından çok hastaların tıbbi olarak daha iyi yönetilebildikleri ameliyathane koşullarında yapılması önerilir.
Burun boşluğu yan duvarında bulunan ve halk arasında "burun eti" denilen konka şişmeleri, artık ağır bir ameliyat gerektirmeden yeni araçların kullanımıyla tedavi edilebiliyor. Burun içindeki konka denilen bu yumuşak doku şişlikleri öncelikle ilaç tedavisi altında küçültülmeye çalışılıyor. Ancak hastaların önemli bir kısmında bu tedaviler yeterli ve kalıcı sonuç vermeyebiliyor. Bu durumda şişmiş olan bu dokuları lokal anestezi altında günübirlik cerrahi şeklinde ve hastanın burun içerisine tampon koymadan tedavi edebilmek olanaklı. radyofrekans gibi araçların kullanılması ile bu işlem hasta konforu adına kolay bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Yaklaşık 13 yıldır uygulanmakta olan radyofrekans cihazları ile uzun süredir ve geniş hasta seri içeren deneyimimiz bulunmaktadır.
Günümüzde burun içerisinden endoskoplarla çalışılarak yapılan sinüzit ve bazı burun tıkanıklıkları ameliyatları dışında göz yaşı tıkanıklıkları ameliyatları, görme siniri ile ilgili bazı ileri ameliyatlar, tiroid hastalıklarında görülen ve ekzoftalmi denilen göz küresinin itilmesinin giderilmesi ameliyatları ve bazı hipofiz bezi tümörleri de bu şekilde yapılabilmektedir. Ancak bu cerrahilerin kesinlikle ileri uzmanlık gerektirdiğinin bilinmesi gerekmektedir.