BPPV (Benign paroxysmal positional vertigo ) da horizontal semicircular kanalın Apogeotropic variantı
Yatay semisirküler ( yarımdaire kanalı ) kanal iyi...
Meniere toplumda görülme sıklığı her 100000'de 40-100 arasında değişir. Her yaşta görülebilmesine rağmen 40 yaş civarında başlaması daha sıktır. %20 civarında iki kulak birden hastalanır. kulakta çınlama, uğultu, dolgunluk hissi, işitme kaybı ve baş dönmesi ile ortaya çıkan bir vestibuler ( denge sistemi) rahatsızlığıdır.. Bilinç kaybı olmadan düşmeler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler 20 dakika ile 24 saat arası sürebilir. Hastada atak sırasında bulantı kusma görülebilir. İşitme kaybı ilk ataklarda geçicidir, tipik olarak pes tonları yani kalın sesleri içerir ve atak sonrası işitme normale döner. Ancak atak sayısı arttıkça kalıcı işitme kayıpları da görülebilir.
Meniere'in nedeni İç kulak yapışlarında basınç artışıdır. Hastalığı tetikleyici mekanizma olarak; Bu basınç artışına neden olan ödemleşme normalde birbirine karışmaması gereken farklı özellikler içeren iç kulağın sıvıları olan endolenf ve perilenf sıvılarının birbirine bir şekilde karışmasıyla, endolenf sıvısının emilimindeki bir bozuklukla ortaya çıkabileceği düşünülmektedir. İç kulaktaki sıvı üretimi, atılımdan fazla olursa ya da sıvıların boşaldığı kanallarda tıkanıklık olursa iç kulakta basınç artışı gelişebilir.
Ancak Son zamanlarda belli allerjik reaksiyonlarında rol oynadığı düşünülmektedir.
Meniere başlıca belirtileri baş dönmesi, kulak uğultusu , işitme kaybı ve kulakta dolgunluk hissidir. Baş dönmesine bulantı ve kusma eklenebilir. Baş dönmesi ani başlangıçlı, 20 dakika ile 24 saat arasında sürebilen ve bulantı-kusma ile birliktedir. Ancak genellikle 2 saatin altında sürer. Baş dönmesi başlamadan önce bazen kulakta dolgunluk hissi oluşabilir. Gerginlik, stres ve aşırı tuz alımı baş dönmesi ataklarını başlatabilir. Baş dönmesi atakları arasında hasta tamamen normal ya da hafif dengesiz olabilir.
İşitme kaybı baş dönmesi olduğu dönemde olur ve kalın seslerde olur. Hastalığın ilk yıllarında baş dönmesi atakları sonrasında işitme kaybı düzelir, fakat ileri yıllarda atak sonrasında da işitme kaybı devam eder. Kulak çınlaması hastadan hastaya değişir ve aralıklı ya da sürekli olabilir. İşitme kaybı ve kulak çınlaması ile beraber kulakta bir dolgunluk ve basınç hissi olabilir. Baş dönmesinin olduğu dönemlerde istemsiz göz hareketleri (nistagmus) mevcut olabilir.
Meniere olan hastaların dıştan kulak muayenesi normal görülür. Eğer hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene ediliyorsa hiç bir bulgu saptanmayabilir. Baş dönmesi atakları sırasında ise hastada görülebilecek en önemli bulgu nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketleridir. Ayrıca baş dönmesinin getirdiği ayakta durma ve yürüme zorluğu, bulantı-kusma saptanabilir.
Teşhise götüren en önemli faktör hastanın anlattıklarıdır. Baş dönmesinin süresi, sıklığı, derecesi berberinde olan bulgular değerlendirilerek hastalığın nedeni hakkında bilgi edinilir. Muayene sonrasında yapılacak ilk tetkik odiometri adı verilen işitme testleridir. Bu testlerde işitme kaybının varlığı ve iç kulağın durumu hakkında bilgi edinilir. Kalın seslerdeki iç kulak tipi işitme kaybı Meniere Hastalığı olabileceğini akla getirir. Vestibüler sistem adı verilen denge sistemi ile ilgili yapılabilecek bazı testlerde vardır. Olası diğer dengede bozulma oluşturan hastalıklardan Meniere yi ayırmaya yardımcı olur.
Meniere tanısı muayene bulguları ve ileri tetkik yöntemleri ile konur. Gliserol testi söylemi geçse de spesifik özellik taşımaz. Meniere hastalığının tanısında en önemli konu tipik klinik bulguların varlığıdır. Daha sonra şu testlere başvurulur:
İşitme Testi: Meniere li hastalarda başlangıçta kalın sesleri tutan hafif bir işitme kaybı tespit edilirken zamanla her frekansı tutan orta derece işitme kayıpları görülür.
Videonistagmografi: denge organının fonksiyonu hakkında verir.
VEMP Testi: utrikül ve sakkül fonksiyonları, beyin sapı hakkında bilgi verir.
VHİT Test: yarım daire kanallarının fonksiyonları hakkında bilgi verir.
Bilgisayarlı Tomografi veya Fonksiyonel Manyetik Resonans görüntüleme tetkikleri beyinde veya iç kulaktaki tümör ya da yer kaplayan lezyonları ayırt etmek için kullanılabilir. Ayrıca iç kulakta basınç artışları ileri görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilmektedir.
Hekim baş dönmesinin karakteristik özellikleri ve denge testleri sonucunda elde ettiği verileri değerlendirerek benzer klinik tabloya neden olabilecek diğer hastalıkları ekarte eder ve hastalığın tanısını koyar.
FMRI ( fonksiyonel MR görüntüleme yöntemi) : Günümüzde iç kulağa yönelik çok dtay içerem görüntüleme yöntemi ile net nedenlere artık ulaşabiliyoruz.
VHİT Ve VEMP Testleri Dünyada Son Bir Yıldır Yaygın Bir Şekilde Kullanılmaya Başlanmış, Denge Sistemi Bozuklukları İle İlgili Hastalıkların Teşhisinde En Önemli Test Yöntemi Olmuştur. Birimimizde Bu Tetkikler İle Sonuca Kolaylıkla Ulaşılmaktadır.
Meniere tedavisi 3 bölümde incelenir.
Menier tedavisinde yeni jenerasyon ilaç tedaviler ile hastalarımızı tedavi ederek yüksek başarılı sonuçlar elde ediyoruz.
Tedavi İki Bağlamda Değerlendirilebilir;
Atak tedavisi ve önleyici tedavi.
Baş dönmesi atağı sırasında gelen ve bulantı kusmaları olan hastalar genellikle yatırılarak tedavi edilir.
Stres önemli rol oynadığı için hastanın rahatlatılmasına çalışılır. Serum takılarak sıvı verilir.
Serum içine veya ağızdan verilen baş dönmesi ilaçları genellikle şikayetleri azaltır ve hastayı rahatlatır.
Kortizon enjeksiyonlar orta kulağa uygulanabilir.
Cerrahi tedavi olarak günümüzde pek başvurulan tedavi şekli değildir. İlaç tedavileri ve diğer tedavilerle genellikle sorunlar çözümlenir.
Menier de Alınması Gereken Tedbirler Neler Olabilir:
Sık atak geçiren hastalarda bunları önlemek için bazı tedbirler alınabilir. Bunun için şunlar sayılabilir.