Kulak Hastalıklarının Tedavisinde Yeni Balon Kateter Yöntemi
Kulak kanalı olarak adlandırılan östaki tüpü veya ...
Tıpta baş dönmesinin genel adı vertigo'dur. Vertigo, gerçekten dönme hissinden tutunda, tüm hareket halüsinasyonları vertigo olarak tarif edilir. Bunlar; etraftaki cisimler dönüyor olması, boşlukta kendini güvensizlik hissi, yerin ayağın altından kayıyormuş gibi olması hissi, bütün cisimler hareket ediyor, etrafında dönüyor hissi, deprem oluyor gibi hissetmek tanımlamaları vertigo için kullanılmaktadır.
İnsanın dengesini sağlayan üç unsur vardır. Bu unsurlardan birisi ortadan kalkması ile denge bozulur baş dönmesi ortaya çıkabilir.
1. İç kulak (aynı zamanda labirent adını da almaktadır) hareketin yönünü yani dönüp dönmediğini, ileri veya geri, bir yandan diğer yana yukarı veya aşağıya doğru olduğunu belirler. Aynı bir su terazisi gibi çalışır.
2. Gözler vücudun yaşam alanı içindeki yerini ve hareketin yönünü belirler.
3. Beyin omurilik ve kas sistemi. Eklemlerde ve omurgada bulunan basınç reseptörleri vücudun hangi parçasının aşağıda olduğunu ve neresinin yere değdiğini belirler. Kaslardaki ve eklemlerdeki algılama reseptörleri vücudun hangi parçasının hareket ettiğini belirler. Merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) ise diğer sistemlerden gelen uyarıları işler ve sonuçta bu üç sistemin koordinasyonu sağlanarak bir algılama ortaya çıkar. Bu vücuttaki senkronize çalışma kişinin dengeli olmasını sağlar.
Baş dönmesi şikayeti olan bir kişide bu 3 sistemin bir veya bir kaçında olan sıkıntı vertigo yani baş dönmesini oluşturur. Vertigonun çözümü sıkıntının nerede olduğunu bulmakla başlar. Tedavi aşaması ondan sonra başlar.
Kulak kaynaklı baş dönmesinin en önemli sebeplerinden biri menier hastalığıdır. Kulakta basınç dolgunluk hissi, tekrarlayan baş dönmesi, kulak çınlaması üçlüsüyle başvuran her hastada menier öncelikli olarak düşünülmelidir. Menier bir iç kulak hastalığıdır. Genelde evhamlı, stresli insanların hastalığıdır. Sebep bağışıklık sistemi, viral hastalıklar, travma öyküsü veya allerjik durum bile olabilir. En önemli gösterge baş dönmesinin ataklar halinde gelmesidir. İlk atak çoğunlukla daha uzun sürmekte ise de baş dönmesi 20 dakika ile 24 saat arasındadır. Baş dönmesiyle beraber hasta kulakta uğultu basınç hissi çınlama vardır. Bunlara bulantı kusma eşlik eder ki bu şikayetlerle hasta acil servise dahi başvurabilir. Hastalığın uzun dönemde en korkulan tek tarafı kalıcı işitme kaybı yaratmasıdır. İşitme kaybı başlangıçta atak sırasındadır ki bu dönemde yapılan işitme testi çok değerlidir, fakat yıllar içinde kayıp kalıcı hale gelebilir.
Baş hareketiyle gelen baş dönmeleri vardır. Tanısı çok basit bir manevrayla (başa yapılan birtakım hareketler) konur ve tedavisinde yine çok basit manevralarla yapılır(manevralar iç kulakta hasta olan yarım daire kanalına göre değişir). Bu manevralara ilaveten, bir takım ilaçlarla hasta şikayetlerinden tamamen kurtulabilir.
Çoğunlukla geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası iç kulaktaki denge sinirinin iltihabı sonrası oluşan baş dönmesidir. İşitme normal sınırlarda olup, baş dönmesi 3 haftaya kadar olabilir.
Yine mikroplara bağlı iç kulağın tamamını tutan iltihaptır ki baş dönmesinin yanında işitme kaybı da vardır.
Çoğunlukla travma hikayesi vardır. Basınç artıran hareketler (öksürme, ıkınma, ağır kaldırma) sonrası şiddetli baş dönmesi, bulantı kusma ve işitme kaybı vardır. Kalıcı işitme kaybı riski vardır ki hızlı hareket edilmeli ve tanı kesinleştikten sonra cerrahi olarak fistül yeri kapatılmalıdır.
Yukardaki hastalıklar KBB açısından en çok karşılaştığımız baş dönmesi yapan hastalıklardır. KBB dışında Nöroloji Kliniği, Göz Kliniği, FTR Kliniği, Psikiyatri Kliniği de vertigo hastasını değerlendirmek zorunda kalabilir. Tanı ve tedavi mutlaka uzman bir hekim tarafından konulmalıdır. Baş dönmeleri aynı zamanda ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Böyle bir şikayetiniz varsa kısa sürede tıbbi birimlere başvurmalısınız.
Baş dönmesiyle gelen bir hastada tanıya giderken en önemli nokta ayrıntılı hastadan bilgi alama yani anemnezdir. Hasta çok dikkatli dinlenilmelidir. Bazen bir cümleyle bile tanı konabilir. Bazen de çok ileri testlere ihtiyaç duyulabilir. Hastalığın ne zaman başladığı, vertigonun ne kadar sürdüğü, beraberinde eşlik eden bulgular, bulantı, kusma, işitme kaybı, çınlama varlığı, tekrarlamaların varlığı, baş hareketiyle artıp artmadığı gibi sorular sorulmalı ve tek tek not edilmelidir.
İlk değerlendirme sonrası hastanın genel KBB muayenesi yapılır, sinir yapılarının vücutta uyardığı bölgelerin muayenesi yapılır ve ardından basit denge testleri yapılır.
Bu muayeneler sırasında göz hareketlerine bakılarak. NİSTAGMUS dediğimiz istemsiz göz hareketlerinin olup olmadığına bakılır. Nistagmus vertigonun ayırıcı tanısında çok önemlidir. Bazen de bazı vücut manevraları yapılarak nistagmusu ortaya çıkarmaya çalışırız. Nistagmusun süresi, yönü, fikse olması baş dönmesinin beyinle ilgilimi? Yoksa kulakla ilgilimi? Olduğu hakkında bilgi verir.
Parmak burun testi, Romberg testi,Yürüme testi gibi testlerde muayeneye ilave edilebilir. Böylece patolojinin yeri hakkında bilgi sahibi olunmaya çalışılır. Ardından diğer laboratuvar testlerine geçilir. Odiometri(İşitme Testleri): Periferik vertigoda önemli ipuçları verir. Özellikle menier hastalığında tanıyı büyük oranda destekler.
Gerekli görüldüğünde testere denge tetkikleri ilave edilebilir Bunlar; VNG(videonistagmografi)ile göz hareketleri bilgisayar ile değerlendirilir ve kaydedilir, ayrıcı tanıda yol göstericidir. Kalorik test ile iç kulak fonksiyonları ölçülür. Yine ayrıca tanıda Elektrokohleografi,Elektromyografi gibi testlere gerektiği zamanlar başvururuz.
Radyolojik Tetkikler: Özellikle beyinle ilgili vertigo da tanı koymak için zaman zaman Bilgisayarlı tomografi, Manyetik rezonans, Bunlar yapıldıktan sonra hasta tekrar değerlendirilir ve tanıya gidilir.
Vertigoda (Baş dönmesinde) önemli olan gerçek tanıyı koymaktır. Yani patolojinin nerden kaynaklandığını bulmaktır devamında tedavisi gelecektir. Çünkü tedavi hastalığa göre değişebilir. Tanı ve tedavi mutlaka uzman bir hekim tarafından konulmalıdır. Baş dönmeleri aynı zamanda ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Böyle bir şikayetiniz varsa kısa sürede tıbbi birimlere baş vurmalısınız